Akademik Çalışmalar

Sağlık Bilimleri Alanında Yapılan Covid-19 Akademik Çalışmaları

COVID-19 Pandemi ve Normalleşme Sürecinde Endodontik Yaklaşım ve Hukuki Sorumluluk

Ayşe Diljin KEÇECİa, Keziban OLCAYb, Meral Gül UZMANc

ÖZET
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 31 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan şehrinden etiyolojisi bilinmeyen pnömoni vakaları bildirmiştir. Hastalık 11 Şubat 2020 tarihinde DSÖ tarafından yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) olarak adlandırılmış ve 11 Mart 2020’de pandemik hastalık olarak ilan edilmiştir. Virüsün esas olarak damlacık ve yakın temas yoluyla insandan insana bulaştığı bilinmektedir. Diş hekimliği uygulamalarında her hasta potansiyel bir patojenik mikroorganizma taşıyıcısı olarak düşünülmeli, tüm önlemler buna göre alınmalıdır. Endodontik işlemler ise aerosol oluşumuna yol açması, ayrıntılı ve çok sayıda malzeme kullanılması nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir. Diş hekimliği, COVID-19 pandemisinin yönetilmesinde en etkin rolü oynayacak meslek gruplarından biridir. Diş hekimleri kendilerini, yardımcılarını ve hastalarını koruyabilmeleri için Sağlık Bakanlığı ve Türk Diş Hekimleri Birliği yönergelerini rehber almalıdır. Bu bölümde amaç diş hekimlerinin alacakları önlemlere ilave olarak endodontik işlemler sırasında ortaya çıkabilecek özel durumların, ‘yeni normal’ kavramı içerisinde değerlendirilmesidir. Ayrıca hekimin etik yaklaşımı, hekim ve hasta hakları açısından dikkat edilmesi gereken konulara değinilmesi hedeflenmiştir.

Anahtar Kelimeler: COVID-19; endodonti; sorumluluk, yasal; pandemik; normalleşme

Çalışmanın Tamamına Erişmek İçin Tıklayınız.

 


Evaluation of Worldwide Internet Data on Dental and Orthodontic Treatments in the COVID-19 Pandemic Process: A Google Trends Analysis

ABSTRACT

Burak KALE1, Muhammed Hilmi BÜYÜKÇAVUŞ2

Aim: The aim of this study is to present the analysis of internet data about dental and orthodontic treatments during the COVID-19 pandemic process in the world.
Material and Methods: On May 5, 2020, nine terms (coronavirus oral, COVID-19 dentistry, coronavirus dentistry, coronavirus dental, coronavirus oral care, coronavirus dental treatment, COVID-19 dental treatment, COVID-19 orthodontic, coronavirus orthodontic treatment, and coronavirus orthodontic) were searched in the last quarterly Google Trends app. Search results were recorded separately for all keywords and separately for 24 countries in the world with sufficient data. These data are correlated with total confirmed COVID-19 cases in countries. Pearson correlation test was used for correlation values between total confirmed COVID-19 cases with mean Google Trend values.
Results: The highest GT values were found in the United Kingdom(100), USA(96), and Canada(63) when Google Trends searched for “coronavirus dentistry”. In searches related to coronavirus – dental treatments, the highest data was seen in the United Kingdom(100), while it was(95) in the USA, (41) in Spain. In the searches related to coronavirus – orthodontic treatment, the highest data was obtained in the USA and United Kingdom(100) while India(36) and France(18) followed. There is not enough search data in other countries. According to the table, there was a negative correlation(r:735; p:0.411) between GT values and total confirmed COVID-19 cases, but it was not found statistically significant(p> 0.05).
Conclusion: There was no significant relationship between Google Trends values and total confirmed COVID-19 cases.
Keywords: COVID-19, Google Trends, dental treatments, orthodontics, internet data

Çalışmanın Tamamına Erişmek İçin Tıklayınız.


Covid-19 Pandemisi: Geriatrik Popülasyonun Sosyal İzolasyon Sırasında ve Sonrasında Egzersiz İhtiyacı

Hüseyin Tolga Acar 1 , Sabriye Ercan 1

Özet

Geriatrik bireyler, yaşlanma sürecinin getirdiği bazı fizyolojik değişikliklerden dolayı klinisyenler açısından özel dikkat gerektiren gruplar arasındadır. Koronavirus ailesinin bir üyesi olan SARS-COV-2 virüsünün neden olduğu ağır solunum yolu enfeksiyonu, tüm dünya çapında bir salgına neden olmuştur ve özellikle yaşlı, ek kronik hastalığı olan bireyler üzerinde yüksek mortaliteye sahiptir. Bu sebeple, birçok ülke yönetimi özellikle geriatrik yaş grubunda uygulanmak üzere çeşitli sosyal izolasyon önlemleri alarak bu yaş grubuna olan bulaşı engellemeye çalışmaktadır. Fakat bu sosyal izolasyon dönemi sırasında her yaş grubunda karşılaşılabilecek fiziksel ve mental birtakım sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Yaşlı bireylerde ise bu değişiklikler daha kritik sonuçları olabilecek ve özel yaklaşım gerektiren sonuçlar doğurabilmektedir. Biz de bu kısa derlememizle, sosyal izolasyon sırasında ve sonrasında geriatrik yaş grubundaki bireylerde düzenli egzersizin gerekliliğine ve yapılabilecek egzersiz çeşitlerine dikkat çekmek istedik.

Anahtar kelimeler: Koronavirus, egzersiz, geriatri, sosyal izolasyon

Çalışmanın Tamamına Erişebilmek İçin Tıklayınız.


Fiziksel İnaktivite ve Covid-19: İki Büyük Pandemi

Sabriye ERCAN1
Zeliha BAŞKURT2
Ferdi BAŞKURT2
Cem ÇETİN1

Çalışmanın Tamamına Erişebilmek İçin Tıklayınız.


COVİD-19 Pandemisi ve Sosyal İzolasyon Sürecinde Egzersizin Önemi

Esma Arslan, Sabriye Ercan

Çalışmanın Tamamına Erişebilmek İçin Tıklayınız.


Covid-19’un Türkiye’deki İlk Üç Haftası

Fuat İnce1, Fatma Yağmur Evcil2

Özet

Amaç: Covid-19’un Türkiye’deki ilk üç haftasını ve bu salgınla mücadele kapsamında alınan tedbirleri araştırmak ve bunlarla ilgili bilgileri sunmaktır.

Materyal-Metot: Çalışma kapsamında konuyla ilgili resmî yayınlar, duyurular ve açıklamalar ile basın-yayın aracılığıyla ilan edilen gelişmeler takip edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı ve diğer devlet organlarınca yayımlanmış Kararlar ve Genelgeler bulunmuş, kronolojik metodolojiye uygun olarak inceleme ve değerlendirmeleri yapılmıştır.

Bulgular: Covid-19’un Çin’de Aralık 2019’da görülmesiyle birlikte, Türkiye’nin bu salgının memlekete yayılmaması için aldığı önlemler sonucu ilk vaka 11 Mart 2020 günü görülmüştür. 17 Mart 2020’de ise Covid-19 kaynaklı ilk can kaybı meydana gelmiştir. Hastalığın Türkiye’de görülmesiyle birlikte alınan tedbirler de artırılmıştır. Bunlar sınır geçişlerinin kısıtlanması, yüz yüze eğitim yerine uzaktan eğitime geçilmesi, spor müsabakalarının önce seyircisiz oynanması sonra tümüyle ertelenmesi, kamu görevlilerinin yurt dışına çıkışlarına kısıtlama getirilmesi, uçuşların durdurulması, toplu olarak bulunulabilecek tüm mekânların kapatılması, pandemi sistemine geçilmesi, camilerde cemaatle namaza ara verilmesi, risk grubundakilere evden çıkma yasağı getirilmesi, tecrit ve karantina uygulamaları, ulaşımda sınırlamaya gidilmesi, ekonomik önlemler ve diğer tedbirler olarak sıralanabilirler.

Sonuç: Tüm dünyayla birlikte Türkiye’yi de etkisi altına alan Covid-19’a karşı ilk aşamada alınan tedbirlerin sosyal mesafeyi koruma ve izolasyon olduğu anlaşılmaktadır. Hastalığın seyrine göre tedbirler kademeli olarak artırılmış ve sıkılaştırılmıştır. Bununla birlikte ilk baştan itibaren üzerinde durulan konuların yanı sıra hijyen de hep ön planda tutulmuştur. Bu sayede yayılımın azaltılması ve sağlık kuruluşlarına olası yığılmanın önüne geçilmesi düşünülmüştür. Önceki tüm salgınlardan çok farklı olarak adeta hayatın durmasına neden olan Covid-19’un üstesinden gelinmesi ile birlikte bu mücadeleden öğrenilen bilgiler ve yaşanılan tecrübeler gelecek yıllar için çok önemli birikimler olacaktır.

Anahtar kelimeler: Covid-19, Türkiye, Tedbirler, Salgın.

Çalışmanın Tamamına Erişebilmek İçin Tıklayınız.


COVID-19 Pnömonisinde Yoğun Bakım Ünitesi Öncesinde Favipiravir’in Etkinliği

Önder Öztürk1 , Volkan Bağlan1 , Onur Kaya2 , Esra Nurlu Temel2 , Onur Ünal2 , Veysel Atilla Ayyıldız3 , Mümtaz Cem Şirin4 , Fevziye Burcu Şirin5 , Gül Ruhsar Yılmaz2 , Füsun Zeynep Akcam2 , Münire Çakır1 , Ahmet Akkaya1

Özet

Aralık 2019’da Wuhan şehrinde ortaya çıkmasından bu yana, koronavirüs hastalığı (COVID-19) Çin’e hızla yayıldı. COVID-19 enfeksiyonuna bağlı yüksek oranda hastaneye yatış görülmesine rağmen, spesifik bir tedavi bildirilmemiştir. Bu bağlamda antiviral tedavi seçimi sınırlıdır. Japonya’da influenza için onaylanan Favipiravir, RNA’ya bağımlı RNA polimerazı (RdRP) hedefleyen ilaçlardan biridir. Özellikle orta şiddetteki COVID-19 olgularında ateş, öksürük dispnesi ve oksijen tedavisi veya noninvazif mekanik ventilasyon ihtiyacını önemli ölçüde azalttığı bilinmektedir. Bu yazıda, hastaları yoğun bakım ünitesine kabul etmeden önce klinik durumları kötüleşen ve favipiravir ile takip edilerek iyileşen dört olguyu sunduk.

Anahtar Sözcükler: SARS-CoV-2 (COVID-19), antiviral tedavi, favipiravir.

Çalışmanın Tamamına Erişebilmek İçin Tıklayınız.


 

Covid-19 Tedavisi İçin İnhale Edilebilir Nitrik Oksit (NO) Cihaz Ünitesi

Proje Sahibi: Ümit KARA

Grup Üyeleri

1.Doç. Dr. Ümit KARA

2.Dr. Öğr. Üyesi Fuat İNCE

3.Yoğun Bakım Uzmanı Dr Yağmur KARA

Özet
Dünya, klinik olarak kanıtlanmış, yaygın olarak bulunabilen bir aşıyı beklerken, ciddi Covid-19 enfeksiyonları için etkili tedavilere acil ihtiyaç vardır. Devam eden Covid-19 pandemisinde, bu hastalığa karşı etkili olmuş NO gibi antivirallere büyük ihtiyaç vardır. Şu anda, enfeksiyon için onaylanmış tek antiviral tedavi, hastaneye yatırılan hastalarda iyileşme süresini kısaltabilen favipiravir ve remdesivirdir. Yapılan çalışmalarla vücut tarafından doğal olarak üretilen bir hücre sinyal molekülü olan NO’nun Covid-19 için potansiyel bir tedavi olabileceği sonucuna varılmıştır. Covid-19, ARDS ile birlikte bir dizi kardiyopulmoner ve vasküler komplikasyonlara neden olmaktadır. Koronavirüs, başlangıçta üst solunum yolu epitelini enfekte etmesine rağmen, hastalığın en ciddi komplikasyonlarından bazıları vasküler iltihaplanma ve yaralanma yoluyla ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda, hastaların oksijen desteğine ihtiyacı vardır ve çoğunlukla invaziv mekanik ventilasyon gerektiren hipoksemili yani ciddi solunum yetmezliği geliştirdikleri açıktır. İşte tam da burada iNOcap cihazının ürettiği NO gazının hayat kurtarıcı tarafı ortaya çıkmaktadır. NO, insan fizyolojisinde önemli bir sinyal molekülü olarak işlev gören serbest radyal bir gazdır. Gaz olarak, lokal vazodilatasyonu teşvik ettiği için hastayı iyi havalandırması ve akciğer ünitelerine verilmesi ile tedavide benzersiz farmakolojik özelliklere sahiptir. Bu anlamda iyi havalandırılmış akciğer ünitelerinde pulmoner arteriyolleri tercihen vazodile ederek, V./Q’yu artırır. NO ayrıca hafif bronkodilatasyona neden olur ve nötrofil aracılı oksidatif patlamayı inhibe eder. Bu özellikleri iyi bilinen ve ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nin yenidoğanın persistan pulmoner hipertansiyonunun tedavisi için onayı olan ve ARDS, kardiyak cerrahi sonrası sağ ventrikül yetmezliği gibi sayısız rahatsızlığı olan hastalar için çeşitli NO denemeleri yapılmasına yol açmıştır. Bunun yanında prototipini üretmiş olduğumuz cihaz hastane yoğun bakım ortamı için tasarlanmış olsa da, sisteme yüklediğimiz görsellerden de görüleceği üzere evde tedavi hizmetleri için de son derece uygundur. Evde tedavi yapmayı mümkün kılan iNOcap cihazı tanksız bir dağıtım sistemi gibi eşsiz bir özelliğe sahiptir. Hastaları evde tedavi etmek için taşınabilir olması, küçük ve herhangi bir kaynağa (Oksijen Tüpü benzeri) bağlı kalmadan hastaların evde bakımları da rahatça uygulanabilir. İnhalasyon yoluyla uygulanması sayesinde sadece ventilasyon yapan alveoller bu tedaviyi alır ve hipotansiyon gibi sistemik etkiler en aza indirgenir. Sadece ventile olan akciğer alanlarını selektif olarak dilate etme özelliğinden dolayı NO ventilasyon perfüzyon uyumunu sağlar ve pulmoner şant azalır. Bu etki sayesinde hem oksijenasyon iyileşir, hem de pulmoner arter basıncı azalır. Hasta bulguları, sadece oksijenlenmenin hemen iyileşmesini değil, aynı zamanda NO’nun solunmasının sona ermesinden sonra hastalığın kendisi üzerinde kalıcı bir etki olduğunu göstermektedir. NO, bulaşıcı hastalıkların patogenezinde anahtar bir moleküldür. Bu molekülün fare hepatit virüsü (MHV), murin bir koronavirüs de dahil olmak üzere çeşitli DNA ve RNA virüslerine karşı antiviral etkileri olduğu bildirilmiştir. Yukarıda verilen bilgiler ışığında prototipi tarafımızca üretilmiş olan ve iNOcap adını verdiğimiz bu cihaz ile ülkemiz yerli ve milli medikal cihaz üretme politikasına bağlı olarak yurt içi kullanımının yanısıra yüksek İhracat potansiyeline de sahip bir ARGE ürün cihazıdır. Cihazın en büyük ve öne çıkan özelliği ise, soğuk plazma teknolojisini kullanması ve Türkiye’de ilk olarak üretilmiş NO gazını herhangi bir NO tüpüne ihtiyaç duymadan atmosferden sınırsız bir şekilde sentezleyip son ürün olarak NO üretimini sağlaması ve hem inhale edilebilir hem de external şekilde hastaların kullanımına uygun olmasıdır.

Detaylı Bilgi İçin Tıklayınız.

 


COVID-19 (YENİ KORONAVİRÜS) SALGINI SÜRESİNCE ÜNİVERSİTE
ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIK BAKANLIĞINCA YAYINLANAN 14 HİJYEN KURALINA
UYMA DAVRANIŞLARININ İNCELENMESİ

Öğr. Gör. Burcu NAL

Süleyman Demirel Üniversitesi, Atayalvaç Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu

Prof. Dr. Leyla KHORSHID

Prof. Dr. Dilek SARI

ÖZET

Bu çalışma üniversite öğrencilerinin Covid-19 salgını sırasında T.C Sağlık Bakanlığının yayınlandığı 14 hijyen kuralına uyma davranışını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın evrenini 2019-2020 öğretim yılında Süleyman Demirel Üniversitesi’nde öğrenim gören ön lisans ve lisans öğrencileri oluşturmuştur. Araştırmada veriler 17.07.2020- 05.08.2020 tarihleri arasında toplanmış olup anket formunu yanıtlayan 410 öğrenci çalışmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler 36 sorudan oluşan anket formu kullanılarak elektronik ortamda toplanmıştır. Anket formunda sosyodemografik özellikler ve T.C Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Covid-19 salgını süresince uyulması önerilen 14 kurala uyma davranışına ilişkin sorular yer almıştır. T.C Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı 14 kuralına uyma davranışı toplam puanı hesaplanmıştır. Çalışmanın yürütülmesi için Sağlık Bakanlığı Covid-19 Araştırmaları Kurulu’ndan, çalışmanın yürütüldüğü üniversitenin Etik Kurulu’ndan ve kurumdan yazılı izin alınmıştır. Ayrıca çalışmaya katılan öğrencilerden de bilgilendirilmiş onam alınmıştır. Verilerin analizi SPSS 25.0 programında yapılmış, verilerin analizinde sayısal ve yüzdelik dağılım, t testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırmaya katılan öğrencilerin %78’i kadın, yaş ortalaması 20,46±2,53 yıl’dır. Öğrencilerin %72’si ön lisans, %28’i lisans öğrencisidir, yaklaşık yarısı (%48,3) 1. sınıftır, %31,7’sinin geliri giderinden azdır ve %7.6’sının kronik bir hastalığı bulunmaktadır. Katılımcıların yaklaşık yarısı Covid-19’un neden olduğu hastalık belirtilerinin biri veya birkaçının görüldüğünü belirtmiştir. Katılımcıların en çok uyduğu kuralın “Soğuk algınlığı belirtileri olduğunda maske takmadan dışarı çıkmama” (%90), en az uyduğu kuralın ise “Uyku Düzenine Dikkat Etme” (%38,5) olduğu saptanmıştır. Öğrencilerin T.C Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı 14 kuralına uyma davranışı puan ortalaması 36,13±4,26 olarak belirlenmiştir. Yapılan analizde cinsiyetin 14 kurala uyma davranışını etkilediği ve kadınların bu davranışlara daha çok uydukları (t=2,004, p<0.05) saptanmıştır. Yabancı dille hazırlık sınıfına devam etmenin, okuduğu sınıfın, genel not ortalamasının ve gelir gider düzeyinin 14 kurala uyma davranışını etkilemediği (p>0.05) belirlenmiştir. Sonuç olarak üniversite öğrencilerinin T.C Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan Covid-19 salgını süresince uyulması önerilen 14 kurala uyma davranışı puan ortalamasının yüksek olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin 14 kurala uyma davranışını arttırmak için okullarda bu konuda eğitim verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

Çalışmanın Tamamına Erişebilmek İçin Tıklayınız.

Anahtar Kelimeler: Covid-19; Yeni Koronavirüs; Hijyen Davranışları; Sağlık Bakanlığı On Dört Kural


The Effect of COVID-19 Pandemic on the Turkish Society
Sedat Bostan 1
Ramazan Erdem 2
Yunus Emre Öztürk 3
Taşkın Kılıç 1
Ali Yılmaz 4

ABSTRACT

Pandemics leave significant marks on the memories of societies with their permanent impacts. Going beyond a cause of disease or death, they can have consequences in many aspects, psychological, social and economic ones being in the first place. The Covid-19 outbreak, which first emerged in China and has spread to the whole world as of the first months of 2020, has the potential to constitute a breaking the course of history, as well. Turkey is located on the transit point between Asia and Europe with its geographical position, and thus, received its share from the outbreak of Covid-19, which spreads through social contact. The first official case was recorded on 11 March 2020, and then the virus spread rapidly. This study aims to assess the attitude of the public towards Covid19 at times when the impact of the disease reached maximum. To this end, data were collected from 1586 people with different socio-demographic features through Covid-19 Pandemic Community Scale. The impact of the pandemic on the society was measured in three dimensions as Sensitivity to Pandemic, Protection against Pandemic and Social Trust. The research results showed that the people had high levels of sensitivity to the pandemic, exerted the maximum effort for protection and social trust was above the average although it fell behind the other dimensions. As a consequence, it can be concluded that Covid-19 has had a significant impact on the Turkish people.

Keywords: covid-19, pandemic, covid-19 pandemic community scale

Makalenin tamamına erişebilmek için tıklayınız


Eğirdir Sağlık Hizmetleri MYO’nun TÜBİTAK projesi kabul edildi

İstanbul Kent Üniversitesi’nin yürütücülüğünü yaptığı, Eğirdir Sağlık Hizmetleri MYO’dan Öğr. Gör. Dr. Büşra Süngü’nün araştırmacı olarak yer aldığı Tubitak projesi kabul edildi.

Online destek hizmetlerin Covid-19 nedeniyle evde kalan 25- 50 yaş aralığındaki zihinsel yetersizliği olan bireylerin ve annelerinin yaşam kaliteleri ve fiziksel aktiviteleri üzerindeki etkilerinin incelendiği araştırma kapsamında yürütülen çalışma şu şekilde:

Covid-19 ülkemizde ilk vakanın görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinden itibaren tüm toplumun yaşam şeklini derinden etkilemiş, günlük alışkanlıkların, rutinlerin değişmesine yol açarak bireylerin yaşamlarının evle sınırlı kalmasına yol açmıştır. Zihinsel yetersizliği olan bireyler ve anneleri de bu önemli yaşamsal değişimden etkilenen önemli bir grubu oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü’ nün 2011 yılında yayınladığı Dünya Engellilik Raporunda da zihinsel yetersizliği olan kişilerin fiziksel ve duyusal yetersizliği olan kişilerden birçok yönden daha fazla dezavantajlı oldukları belirtilmiştir. Toplumun dezavantajlı grubunu oluşturan zihinsel yetersizliği olan kişiler,COVİD-19 nedeniyle zaten erişimde güçlük çektikleri eğitim, sosyal-kültürel, sportif aktiviteleri tamamen hayatlarından çıkarmak zorunda kalarak daha da dezavantajlı bir konuma düşmüşlerdir. İçinde bulundukları ev ortamı ile sınırlı kalan bir yaşam içine sıkışıp kalmışlar ve bu durum da yaşam kalitelerinin düşmesine yol açmıştır. Ayrıca fiziksel aktivitelerinin sınırlanması fiziksel ve ruhsal sağlık açısından risk yaratmaktadır. Covid-19 ile birlikte gelen yaşamsal sınırlamalar, birlikte yaşadıkları neredeyse orta yaş ve üzerindeki ebeveynlerini de derinden etkilemiş psikolojik danışma ve rehberlik ihtiyaçlarını artırmıştır.  Bu araştırmanın amacı online destek hizmetlerin Covid-19 nedeniyle evde kalan  25- 50 yaş aralığındaki zihinsel yetersizliği olan bireylerin ve annelerinin  yaşam kaliteleri ve fiziksel aktivite düzeyleri üzerindeki etkisini incelemektir.

Ayrıca projeye  Isparta’dan 20 zihinsel yetersizliği olan birey ve anneleri dahil edilmiştir. Bireylere 3 ay sürecek  zoom programı üzerinden online ortamda onar kişilik gruplar halinde günde 60 dakika olacak şekilde haftada iki gün fiziksel aktivite programı, haftada bir gün müzik ve ritm eğitim programı uygulanmaktadır.  Ayrıca yine Online ortamda haftada bir gün annelere psikolojik danışmanlık seansları sunulmaktadır.